78 entry daha
  • albümü yeni keşfediyorum.

    ikinci şarkısı albüme adını vermiş. ilk dinleyişte bile yüzümde gülücükler oluşturmayı başardı.

    hani aşkı anlat dediğimizde salak ve saçma şeylerden bahsederiz ya… ne biletim böyle uçuk kaçık pahalı hediyeler yerine onun aptal bir diş üzerinde kalan maydonoz anınız daha değerlidir sizin için.

    ya da ne bileyim tatiller, geziler falanlar filanlar da yaşanmıştır ama onu özlediğimizde aklımıza gelen başını göğsümüze gömüp uyumasıdır ya onun o saçlarıdır veya dudaklarıdır parmaklarımızı gezdirdiğimiz.

    aşkı anlatmış bu şarkı. aşkın sadeliğini görüyorum. aşkın ilkelliğini.

    ve bu sadeliğin içinde bu denli komplike olması. adamı sikip bırakması. adamı darmadağın etmesi.

    taylor swift sizce nasıl şaraplar içmiş, nasıl arabalara binmiş, hangi otellerde kalmış bir kadın düşünün?

    abd'nin en zengin sanatçılarından. milyar dolara yaklaşan bir serveti var.

    kadının kalbini patlatan şey taylor'un orta parmağındaki yüzüğü beyefendinin çıkarıp kızımızın yüzük parmağına takması.

    bu yönden bakıldığında en yakın kız arkadaşlarımın erkek kıstaslarında baktıkları ekonomik açıyı bir kez daha eleştirmek istiyorum.

    şarkı daha derinlere de iniyor. geçmişe mesela. oraya ben hiç inmek istemiyorum. dinleyin bu güzel şarkıyı. iyi geceler.
  • albümdeki şarkıların tadını daha iyi alabilmek için bir aydır tarafsız dinliyorum şarkıları. 31 şarkıyı da. herhangi bir yorum yapmaktan kaçınarak. yorumları da okumuyorum. şahsen beni çok da ilgilendirmiyor bu şarkıları kime yazdığı çünkü ben kendimden bir şeyler arıyorum. taylor'ın şarkılarında kendinden bir şeyler bulmamak mümkün değil.

    ben açıkçası daha çok anthology'deki şarkılarını ilk beşe koydum. daha çok evermore ve folklore tadı alıyorum. en sevdiğim albümleri de onlar. ben daha çok bu kadının hikaye anlatıcılığını seviyorum sanırım.

    ilk beşimdekiler; the albatros, i look in people's windows, peter, the prophecy ve cassandra.

    özellikle burada i look in people's windows'a paragraf açmak istiyorum. albümün en kısa şarkısı ama oradaki kelime oyunu çok hoşuma gidiyor. bir nakaratında i look in people's windows derken kendimi başkalarının gözünden görüyorum, dengesiz bir manyak gibi diyor. ardından da gerçek anlamıyla, başkalarının pencerelerine bakıyorum, masalarında seni arıyorum belki gözlerini kaldırırsın da bir anlığına bakışlarımız birbirini bulur diyerek. bu pek kıymeti bilinecek bir şarkı olmayabilir. bu beş şarkı hem bi hikaye anlatıyor hem de taylor'un kendini tamamen açtığı şarkılar. ve kendimden çok şey bulduğum şarkılar.

    gelelim diğer ilk beşime; fortnight, my boy only breaks his favorite toys, loml, so long london ve fresh out the slammer. the black dog ve i can fix him'de çok sevdiğim şarkılar. listem daha devam ediyor da ilk on, on iki yeterli şimdilik.

    her ne kadar albüm için sıkıcı, depresif, aynı ya da yaz albümü yapsa daha iyi olurdu dense de bence gerçekten çok güzel bir albüm olmuş. tam olgunluk çağı. benim gibi depresif biri için ideal albüm. insanı yormayan ritimler, yumuşak bir ses ama yürek yakan sözler. tüm bu gürültünün arasında insanı dinlendiren, hüzünlendiren, düşündüren, hak verdiren şarkılar.

    taylor'u dinlemek zevksizliktir diyenleri kaale bile almıyorum.

    bir de herkes gibi ben de joe ile ilgili olur diye sanıyordum albümü. sonuçta bu adama neler neler yazdı. ama takıldığını bile bilmediğim bir adam için çok daha içten şeyler yazmış. bunun sebebi joe'nun büyük bir hayal kırıklığı olması bence. ona zaten diyebilecek her şeyi dedi ama sonu büyük bir hayal kırıklığı oldu ve geriye hüzünlü bir öfke kalmış gibi. fakat diğer adam matty sanırım adı. bu adam daha çok etkilemiş taylor'u. muhtemelen joe ile çoğu şeyi yaşadığı ve bitirdiği, tükettiği için artık geriye bişi kalmadı. ama matty ile bir yarım kalmışlık var.

    yarım kalmış ve ihtimallerle dolu olan, yaşanmamış aşklar daha derinlerde iz bırakıyor.

    ama dediğim ben bu kadının şarkılarını kime ne yazdığına değil de kendimden bir şeyler bulduğum için seviyorum ve dinliyorum. bence insanlar da artık analiz yapmayı bırakıp sadece dinlesinler ve kalplerinin derinliklerinde hissettikleri duyguların dile getirilmesini dinlemenin tadını çıkarsınlar.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap